Senden "disconnect" oldum olalı sevgilim
Yaşadığım hayat "demo" oldu birden bire
''Ctrl+Alt+Delete'' bile yaramıyor kalbime artık
Mumkun degil hatiralari "uninstall" etmek
"Alt+F4" deyip gitmenle kapandı tüm umutlarım
"hata raporlarıyla" terk ettin başardın tatlım kutlarım
|
İşte Gidiyorum
Belki son bir şey söylemek isterdin birilerine
Dert etme... Ben söyledim işte senin yerine
İşte gidiyorum...
Karşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü!
İşte gidiyorum,
Toprak alsın benim de bu hazin öykümü...
İşte gidiyorum... gurbet yorgunu gövdemi,
Çukura kim indirecek?
İşte gidiyorum,
Bu menfur cinayeti, şimdi çıkıp kim üstlenecek?
Çürüdü gözlerim,
Çürüdü yüreğim, bu yağmurlu şehirde.
İşte gidiyorum,
Beni kaldırın, hicran kalsın teneşirde.
Size, yüzyallardır sesini kaybetmiş
Bir türkü söyleyecektim;
Ve bir yayla rüzgarı şefkatiyle
Kirpiğinizin ucundan öpecektim...
Bir masum türküydü sadece
Yüz binlerce mağdurun gönlünde;
Belki söyleriz hep birlikte
Belki... mahşerin birinci gününde.
Nasıl sevmiştim hepinizi,
Nasıl böyle oldu akıbetim?
Ve nasıl çöle döndü,
O benim gül-gülistan memleketim?
İşte gidiyorum,
Hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız.
Ben başımı verdim, sizinse
İnsafsız bir linç oldu karşılığınız.
İşte gidiyorum,
Penceresiz bir dünyanın bilinmez labirentine...
İşte gidiyorum,
''Saçlarındaki yıldızları artık koparabilirsin anne!''
Sonunda kaptırdım gönlümü
Ölüm denen o kaypak türküye.
Ve işte kurtuldun benden
Şen olasın ey sevgilim; Türkiye!
Elbet benim de vardı,
Kendime ve yurduma dair umutlarım.
Belki bıraktığım yerden sürdürür;
Dostlarım, karım ve çocuklarım...
Çatladı yüreğim, çatladı sazım.
Demek ki böyleymiş yazım.
Sizlere armağan olsun
Sizlerden ödünç aldığım bu yürek sızım.
Bu nasıl hapis Tanrım
Sabah-sabah bu ne hikmet, bu ne sis?
Kalbime son mermiyi sıkmak
Sana mı düştü, ey güzel Paris?
İşte gidiyorum,
Kalmadı söyleyecek son bir sözüm.
Dediğiniz gibi olsun be!
Dediğiniz gibi olsun gözüm!
İşte gidiyorum,
Tükenmişti inancım, bu nankör hayata dair.
Belki benim için birkaç mısra döktürür
Hayaloğlu diye bir şair!..
|
Günaydın
HAYATA TERSTEN BASLASAYDIK........
Yasamin en tatsiz tarafi sona eris seklidir.
Süphesiz ki yasami tersten yasamak daha güzel, hatta mükemmel olurdu.
Nasil mi ?
Cami'de uyaniyorsunuz. Bir tahta sandik içersinde, herkes karsinizda saf
durmus, iyiliginize dua ediyor ve tüm
haklar helal edilmis vaziyette.Tabuttan
dogruluyorsunuz, yasli, olgun ve agirbasli
olarak.Herkes etrafinizda, büyük br itibar,iltifatlar,çocuklar torunlar
hepsi hazir.Arabaniza kurulup evinize gidiyorsunuz.Dogar dogmaz devlet
size maas bagliyor, aylik veya üç ayda bir maasinizi
aliyorsunuz. Ne güzel, hazir maas, hazir ev...
Altmisli yaslara kadar hersey garanti, huzur içinde
yasiyorsunuz. Sagliginiz gittikçe düzeliyor,
kaslar güçleniyor,
kuvvetleniyorsunuz. Bir gün çalismak
istiyorsunuz ve ise ilk basladiginiz gün sizehosgeldin
hediyesi olarak bir plaket ve altin kol
saati
veriyor patronunuz.. ve Genel Müdürlük veya
bunun gibi
yüksek bir makamdan tecrübeli bir insan
olarak ise
basliyorsunuz. Herkes karsinizda elpençe
divan...Vücudunuzda da bazi hosa giden hareketler de
basliyor.
Gittikçe zayifliyor forma giriyorsunuz.
Diger
hormonal aktiviteler artiyor, fevkalade.....Aman
ne güzelgünler basliyor...Derken
birgün patron size artik Üniversiteye gitsen
daha iyi
olur diyor. Bu arada Babaniz ortaya çikmis,
fazla
çalistin" diyor "artik eve dön, isi birak,
okumaya
basla, harçiligin benden olsun..." Keyfe bakar
misiniz ?
Okudugunuz
dersler gittikçe
kolaylasiyor. Ekmek elden,
su gölden
bir dönem basliyor. Partiler, Diskotekler,
Kizlarin
sayisi artiyor. Derken Anne ve Babaniz sizi
götürüp
getirmeye basliyor, araba kullanma derdi de
yok
artik...
Günün
birinde sizi okuldan da aliyorlar, "evde otur,
keyfine
bak, oyuncaklarinla oyna" diyorlar...Mamaniz
agziniza
veriliyor, zaman zaman altinizi bile
temizliyorlar, hatta
bu durum aliskanlik yaratiyor ve
hiç tuvalet
kullanmamaya
basliyorsunuz. Derken Anneniz bir gün size süt verme
kararini
aliyor ve baska bir keyifli dönem basliyor.
Mama artik
her yerde, her an ve en taze seklinde
hazir. Bir
gün karanlik ilik ve sicak bir ortama
giriyorsunuz. Beslenmek için agzinizi açmaya dahi
gerek yok,
bir kordondan besleniyor, sicacik,
yumusacik,
gürültü ve patirtisiz bir ortamda
yasiyorsunuz.
Kuculuyor,
kuculuyor, ufacik bir hücre halini
aliyorsunuz.
Ve günün
birinde müthis keyifli bir orgazm ilehayatiniz
bitiyor....
|
Duvar Mesajları
* İstediğinizi söyleyin "emniyettesiniz" dediler, söyledik, EMNİYET'teyiz...
* Ayakkabının kalleşi ayağı arkadan vurur.
* Bekarlık canıma tak etti. Bende KIZ kulesini kaçırdım.
* Yeni yil iptal edildi. Çünkü eskisini buldular!..
* Maliyeden yeni bi vergi daha ''duvar yazisi vergisi''
* Şu araba benim olsun. 5 milyar borcum olsun. SATINCA ÖDERİM.
* Vatandaş çok BONKÖR. Krizlerin faturasını o ödüyor çünkü..
* Artık her çocuk ZAMane çocuğu.
* Ekonomi kilitlendi. RESET'leyelim lütfen.
* KERİZİ çok olan yerin, KRİZİ erken olur.
* Ülkemdeki ZAMLAR, yağmur gibi DAMLAR.
* Eskiden zamPARA'ydım. Kriz geldi zamSEFİL oldum.
* Eskiden ekmek aslanın ağzındaydı. Şimdi aslanda aç.
* Çok endişelendim. Bugün zam yapılmadı. Acaba hükümetin başına birşey mi geldi?
* TATİLDEYİZ. imza: Cezaevindeki hortumcular.
* Oyunu doğru partiye ver. Sonra oooy anam oy deme.
* Vatandaş öldü. Allah TAKSİTLERİNİ affetsin.
* Dolar yine fırlamış. O ne fırlamadır siz bilemezsiniz.
* Bütün umutlarım suya düştü.Ama boğulmadılar.Çünkü onlara yüzme öğretmiştim.
* ÇOK YARDIMSEVERİMDİR BÜTÜN YARDIMLARI KABUL EDERİM .
* ....Ve Tanrı kadını yarattı. O da kalktı kaynana oldu.
* Aşk bir muz kabuğudur bastın mı ayağın değil, hayatın kayar.
* Dost kara günde KARANLIĞA KARIŞIR.
* Babam sevdi annemi aldı,Mecnun sevdi Leyla'yı aldı, ben sevdim babayı aldım.
* DELİ gibi sevdim, MANYAK gibi evlendim.
|
KİM SUSTURABİLİR
Kim susturabilir, bizim türkümüzü, kim?
Biz ki bu hasreti semahların seyrinden alıp gelmişiz
Biz ki onu sitemkar anaların kirpiğinden derlemişiz..
Süzülsün de acının derin izler bıraktığı gül yanaklardan
Yere dökülsün istememişiz!
Bizim türkümüzü rüzgar söyler her gece
Ay vurdukça parıldar, gün doğdukça hız alır..
Nevroz ateşleriyle sağaltarak çırpınan yarasını,
Can havliyle kardaş,
Kan içinde bir kartal gibi, vadilere saldırır!.
Türkülere ilişmeyin!
Türküler nehirdir, gecenin bağrına akar..
Fazla eşelemeyin kardaş!
Taşınca ne siperler kalır, ne dev barikatlar
Deşmeyin diyorum.. deşmeyin!.
Kim susturabilir bizim türkümüzü, kim?
Biz ki nice amansız badirelerde, serden geçmişiz.!
Biz ki, ilmikler boynumuza takılıyken bile türkü söylemişiz..
Sonra ırmak boylarında gövertip, körpe otların serinliğinde,
Dağlara emanet etmişiz!
Biz ki her yangının külünden, diri canlar yaratmışız..
Biz ki mazlumların defterine kanlı resimlerle sıralanmışız,
Banaz yaylasından Kerbela’ya kar götürsün turnalar!
Ölürüz sanma kardaş,
Dostun attığı gülden yararlanmışız..
Türküleri dövmeyin!
Türküler gökyüzüdür, karanlığa yıldızlar çakar!.
Üstümüze gelmeyin kardaş!
Namuslu bir delikanlının alnında kavga ışıldar!.
İncitmeyin diyorum.. incitmeyin!.
Kim susturabilir bizim türkümüzü, kim?
Biz ki Karacaoğlan’ı aşkla, Veysel’i toprakla yüceltmişiz..
Biz ki Köroğlu’nun narasıyla nice beyleri yere çökertmişiz!.
Yine de masum bir bebek gibi avuç avuç sevdamızı,
Kalanlara vasiyet etmişiz..
Adam dediğin, sapına kadar yiğit olmalı!
Ne karıncayı incitmeli, ne de ozanları yakmalı..
Öyle sansar gibi pusu kurup, punduna getirmekte neymiş?
Adam dediğin kardaş..
Yüreği varsa eğer, getirip ortaya koymalı!.
Türküleri yakmayın!
Türküler çiçektir, en umutsuz zamanlarda açar..
Kavgayı uzatmayın kardaş..
Yüzyıllardır tuz döke döke çürüdü bu yaralar,
Kanatmayın diyorum, kanatmayın!
|
|